Kanun
Türk Ceza Kanunu
BİRİNCİ KİTAP
Genel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
BİRİNCİ BÖLÜM
Temel İlkeler ve Tanımlar
Ceza Kanununun amacı
MADDE 1. -
(1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve
güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını
korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi
için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik
tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
MADDE 2. -
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve
güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik
tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza
konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin
uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol
açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
MADDE 3. -
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında
ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir
yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve
diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye
ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
MADDE 4. -
(1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
(2) Ancak sakınamayacağı bir hata
nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen
sorumlu olmaz.
Özel kanunlarla ilişki
MADDE 5. -
(1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren
kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
Tanımlar
MADDE 6. -
(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk
vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını
doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin
yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli,
süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek
mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile
Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir
saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman
süresi,
f) Silâh deyiminden;
1. Ateşli silâhlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış
her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa
bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu,
zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal,
biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü
yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan
yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun
temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli
şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de
olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç
örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle
birlikte veya tek başına suç işleyen kişi,
Anlaşılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kanunun Uygulama Alanı
Zaman bakımından uygulama
MADDE 7. -
(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden
dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten
sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse
cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza
veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden
kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun
ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine
olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) Güvenlik tedbirleri hakkında, infaz rejimi
yönünden hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte
bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam
edilir.
Yer bakımından uygulama
MADDE 8. -
(1) Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin
kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de
gerçekleşmesi hâlinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk
karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava
sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu
araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır
ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
Yabancı ülkede hüküm verilmesi
MADDE 9. -
(1) Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş
olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Görev suçları
MADDE 10. -
(1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da
bundan dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede
hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye'de yeniden
yargılanır.
Vatandaş tarafından işlenen suç
MADDE 11. -
(1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk
kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren
bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu
suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye'de
kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre
cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını
gerektirdiğinde yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı hükûmetin
şikâyetine bağlıdır. Bu durumda şikâyet, vatandaşın Türkiye'ye girdiği
tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.
Yabancı tarafından işlenen suç
MADDE 12. -
(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre
aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede
Türkiye'nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, Türk
kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının
istemine bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk
vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin
zararına işlenmesi ve failin Türkiye'de bulunması hâlinde, bu suçtan dolayı
yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin
şikâyeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların
varlığı hâlinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç
yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının
bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin
uyruğunda bulunduğu devletin hükûmeti tarafından kabul edilmemiş olması.
(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı
yabancı mahkemece mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle davası veya cezası
düşen veya beraat eden yahut suçu kovuşturulabilir olmaktan çıkan yabancı
hakkında Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye'de yeniden yargılama
yapılır.
Diğer suçlar
MADDE 13. -
(1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede
işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan
suçlar.
b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü,
Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.
c) İşkence (madde 94, 95).
d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
(madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
(madde 190).
f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli
damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde
sahtecilik (madde 202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) Rüşvet (madde 252).
i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım
araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu
araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.
(2) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı
suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş
olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır.
Seçimlik cezalarda soruşturma
MADDE 14. -
(1) 11 ve 12 nci maddelerde belirtilen hâllerde, soruşturma konusu suçun yer
aldığı kanun maddesinde hapis cezası ile adlî para cezasından birinin
uygulanması seçimlik sayılmış ise soruşturma veya kovuşturma açılmaz.
Soruşturma koşulu olan cezanın
hesaplanması
MADDE 15. -
(1) Miktarının soruşturma koşulu oluşturduğu hâllerde ceza, soruşturma
evresinde ileri sürülen kanunî ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ve
kanunî hafifletici nedenlerin yukarı sınırı göz önünde bulundurularak
hesaplanır.
Cezadan mahsup
MADDE 16. -
(1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı
ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre,
aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.
Hak yoksunlukları
MADDE 17. -
(1) Yukarıdaki maddelerde açıklanan hâllerde mahkeme, yabancı mahkemelerden
verilen ve Türk hukuk düzenine aykırı düşmeyen hükmün, Türk kanunlarına göre
bir haktan yoksunluğu gerektirmesi hâlinde, Cumhuriyet savcısının istemi
üzerine Türk kanunlarındaki sonuçlarının geçerli olmasına karar verir.
Geri verme
MADDE 18. -
(1) Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği iddia edilen bir
suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan veya mahkûmiyet kararı
verilmiş olan bir yabancı, talep üzerine, kovuşturmanın yapılabilmesi veya
hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir. Ancak, geri verme
talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasî ya da askerî suç
niteliğinde ise,
c) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye
Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş
bir tüzel kişinin zararına işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç
ise,
e) Zamanaşımına veya affa uğramış ise,
Geri verme talebi kabul edilmez.
(2) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın
gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle yabancı
bir ülkeye verilemez.
(3) Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi
hâlinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya
siyasî görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da
işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri
varsa, talep kabul edilmez.
(4) Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi,
geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili
uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir. Bu karara karşı temyiz
yoluna başvurulabilir.
(5) Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir
olduğuna karar verirse, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar
Kurulunun takdirine bağlıdır.
(6) Geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma
tedbirlerine başvurulmasına, Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası
sözleşme hükümlerine göre karar verilebilir.
(7) Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi hâlinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine
göre tutuklama kararı verilebilir veya diğer koruma tedbirlerine
başvurulabilir.
(8) Geri verme hâlinde, kişi ancak geri verme
kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm
olduğu ceza infaz edilebilir.
Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması
MADDE 19. -
(1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de
yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği
ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına
olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına
göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü
uygulanmaz.
İKİNCİ KISIM
Ceza Sorumluluğunun Esasları
BİRİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunun Şahsîliği, Kast ve Taksir
Ceza sorumluluğunun şahsîliği
MADDE 20. -
(1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu
tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı
uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri
niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.
Kast
MADDE 21. -
(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanunî tanımındaki
unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanunî
tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili
işlemesi hâlinde olası kast vardır. Bu hâlde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını
gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar
indirilir.
Taksir
MADDE 22. -
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde
cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık
dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi
öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine
karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde
taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan
ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği
suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası
kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice,
münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın
hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza
verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar
indirilebilir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç
MADDE 23. -
(1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna
sebebiyet vermesi hâlinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için
bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
MADDE 24. -
(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine
getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette
yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin
kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren
sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
MADDE 25. -
(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen,
gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve
koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen
fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka
yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı
bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak
zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında
orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
MADDE 26. -
(1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf
edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde
işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.
Sınırın aşılması
MADDE 27. -
(1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast
olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de
cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden
üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur
görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza
verilmez.
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
MADDE 28. -
(1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve
ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu
gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili
sayılır.
Haksız tahrik
MADDE 29. -
(1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi
altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine
onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan
onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın
dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hata
MADDE 30. -
(1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen
bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli
sorumluluk hâli saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı
gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu
hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan
nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen
kişi, bu hatasından yararlanır.
Yaş küçüklüğü
MADDE 31. -
(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza
sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) Fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin
hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme
yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur.
Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İşlediği fiili algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla; müebbet hapis
cezasını gerektirdiği takdirde yedi yıldan dokuz yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Diğer cezaların üçte ikisi indirilir ve bu hâlde her fiil için
verilecek hapis cezası altı yıldan fazla olamaz.
(3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş
olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde ondört yıldan yirmi yıla;
müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her
fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz.
Akıl hastalığı
MADDE 32. -
(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını
algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler
hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla
birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği
azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş
yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer
hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir.
Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl
hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
Sağır ve dilsizlik
MADDE 33. -
(1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara
ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında;
oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin
hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan
sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını
doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da
yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.
Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde
olma
MADDE 34. -
(1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde
etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu
fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede
azalmış olan kişiye ceza verilmez.
(2) İradî olarak alınan alkol veya uyuşturucu
madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Suça Teşebbüs
Suça teşebbüs
MADDE 35. -
(1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan
doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise
teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen
zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek
cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Gönüllü vazgeçme
MADDE 36. -
(1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla
suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten
dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu
takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Suça İştirak
Faillik
MADDE 37. -
(1) Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden
her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak
kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları
suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına
kadar artırılır.
Azmettirme
MADDE 38. -
(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile
cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz
kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte
birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu
fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin
varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim
olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar,
müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına
hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim
yapılabilir.
Yardım etme
MADDE 39. -
(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet
hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası
verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek
ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı
yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme
kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda
bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek
veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi
sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
Bağlılık kuralı
MADDE 40. -
(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı
yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin
cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın
kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini
taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler
ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek
için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü
vazgeçme
MADDE 41. -
(1) İştirak hâlinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı,
gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında
başka bir sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen
işlenmiş olması,
Hâllerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri
uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Suçların İçtimaı
Bileşik suç
MADDE 42. -
(1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması
dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima
hükümleri uygulanmaz.
Zincirleme suç
MADDE 43. -
(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye
karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir.
Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel
şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı
suç sayılır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir
fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence,
cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve yağma suçlarında bu madde
hükümleri uygulanmaz.
Fikrî içtima
MADDE 44. -
(1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet
veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Yaptırımlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Cezalar
Cezalar
MADDE 45. -
(1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para
cezalarıdır.
Hapis cezaları
MADDE 46. -
(1) Hapis cezaları şunlardır:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.
b) Müebbet hapis cezası.
c) Süreli hapis cezası.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
MADDE 47. -
(1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam
eder, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.
Müebbet hapis cezası
MADDE 48. -
(1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam
eder.
Süreli hapis cezası
MADDE 49. -
(1) Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hâllerde bir aydan az,
yirmi yıldan fazla olamaz.
(2) Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis
cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar
MADDE 50. -
(1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik
durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki
özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen
iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen
giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat
edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim
kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına
kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan
yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak
suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak
suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına
kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli
bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına
kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte
çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para
cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse;
bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
(3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş
olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile
fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını
bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis
cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.
(4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis
cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı hâlinde,
birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu
hüküm, bilinçli taksir hâlinde uygulanmaz.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde
hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
(6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet
savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın
gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam
edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen
veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu durumda,
beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(7) Hükmedilen seçenek tedbirin
hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü
veren mahkemece tedbir değiştirilir.
Hapis cezasının ertelenmesi
MADDE 51. -
(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm
edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği
sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler
bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan
fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde
gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede
bir kanaatin oluşması,
Gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun
uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle
tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul
gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir.
Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan
derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan
az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin
alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan
hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir
kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir
başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir
meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı
da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,
Mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye
rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü
alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat
sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum
yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde
bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki
gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal
durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük
belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar
verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir
suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına
rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen
infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi
hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.
Adlî para cezası
MADDE 52. -
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan
hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının,
bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle
hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden
ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan
bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer
şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde
esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar
ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde
bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme
tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi,
bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit
süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda,
taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının
tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği
belirtilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Güvenlik Tedbirleri
Belli hakları kullanmaktan yoksun
bırakılma
MADDE 53. -
(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin
kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin
üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya
Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan
kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve
hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî
hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait
bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve
siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi
sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm
olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya
koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve
kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.
Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e)
bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar
verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili
işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci
fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden
birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis
cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere,
hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin
kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin
kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para
cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir
katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir.
Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para
cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik
düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla
işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla
olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü
belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün
kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren
işlemeye başlar.
Eşya müsaderesi
MADDE 54. -
(1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun
işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan
meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak
üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk
açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan
kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir
surette imkânsız kılınması hâlinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının
müsaderesine karar verilir.
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin
işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete
aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması,
taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.
(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi
gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise,
sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile
ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine
hükmolunur.
Kazanç müsaderesi
MADDE 55. -
(1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun
işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya
dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar
verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddî
menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya maddî menfaatlere
elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hâllerde, bunların
karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.
Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
MADDE 56. -
(1) Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle
uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir.
Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
MADDE 57. -
(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi
amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine
hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve
tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan
akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda
toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde
azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest
bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve
işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbî kontrol ve
takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları
belirtilir.
(4) Tıbbî kontrol ve takip, raporda gösterilen
süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve
yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbî kontrol ve takipte, kişinin akıl
hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı
anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi
amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı
fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı
yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında
birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli
sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis
cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla
akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya
uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da
uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi
altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da
uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam
eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde
düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest
bırakılabilir.
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
MADDE 58. -
(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir
suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın
infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan
dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına
mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî
para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren
üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla
uygulanmaz.
(3) Tekerrür hâlinde, sonraki suça ilişkin kanun
maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse,
hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf
askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten
öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı
madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları
hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre
esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını
doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri
uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere
özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın
infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında
mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli
serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile
denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde
yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın
infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek
edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
Sınır dışı edilme
MADDE 59. -
(1) İşlediği suç nedeniyle iki yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına
mahkûm edilen yabancının, cezasının infazından sonra derhâl sınır dışı
edilmesine de hükmolunur.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik
tedbirleri
MADDE 60. -
(1) Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel
hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin
verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen
kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline karar verilir.
(2) Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda
özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır.
(3) Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin
uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği
durumlarda, hâkim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.
(4) Bu madde hükümleri kanunun ayrıca belirttiği
hâllerde uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi
Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. -
(1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun
ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî
tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle
işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre
belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun
unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca
göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya
daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi
durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza
üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş
küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî
sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç
ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl
hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl,
resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para
cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz
edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne
artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
Takdiri indirim nedenleri
MADDE 62. -
(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis
cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların beşte
birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi,
sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları,
cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde
bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
Mahsup
MADDE 63. -
(1) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama
sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis
cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz
Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
Sanığın veya hükümlünün ölümü
MADDE 64. -
(1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak,
niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya
devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz
edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve
yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm,
infaz olunur.
Af
MADDE 65. -
(1) Genel af hâlinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri
ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda
çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi
kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
(3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak
yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.
Dava zamanaşımı
MADDE 66. -
(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını
gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda
yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını
gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis
cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî
para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş
olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının;
onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler
hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde
dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren
nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin
belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde
bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından
hapis cezası esas alınır.
(5) Aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa
olsun tekrar yargılanması gereken hükümlünün, sonradan yargılanan suça ait
üçüncü fıkrada yazılı esasa göre belirlenecek zamanaşımı göz önünde
bulundurulur.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun
işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı
günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda
son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm
ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını
bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında
yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis
cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı
uygulanmaz.
Dava zamanaşımı süresinin durması veya
kesilmesi
MADDE 67. -
(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya
diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu
hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun
gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili
hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı
huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında
tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa,
mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı
süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin
bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği
tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça
ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.
Ceza zamanaşımı
MADDE 68. -
(1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk
yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis
cezalarında yirmidört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.
e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında
on yıl.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş
olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının;
onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler
hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez.
(3) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında
yazılı yurt dışında işlenmiş suçlar dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış
müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan fazla hapis cezalarında
zamanaşımı uygulanmaz.
(4) Türleri başka başka cezaları içeren hükümler,
en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez.
(5) Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya
infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye
başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.
Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları
MADDE 69. -
(1) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi
ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder.
Müsaderede zamanaşımı
MADDE 70. -
(1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren yirmi yıl geçtikten
sonra infaz edilmez.
Ceza zamanaşımının kesilmesi
MADDE 71. -
(1) Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna
göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza
zamanaşımını keser.
(2) Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı
iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde,
ceza zamanaşımı kesilir.
Zamanaşımının hesabı ve uygulanması
MADDE 72. -
(1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir
gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap
edilir.
(2) Dava ve ceza zamanaşımı
re'sen uygulanır ve bundan şüpheli, sanık ve hükümlü vazgeçemezler.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete
bağlı suçlar, uzlaşma
MADDE 73. -
(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili
kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma
yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu
süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya
öğrendiği günden başlar.
(3) Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı
aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı
suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi
davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına
engel olmaz.
(5) İştirak hâlinde suç işlemiş sanıklardan biri
hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu
kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören
kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada
şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk
mahkemesinde de dava açamaz.
(8) Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel
hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı
bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya
büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür
iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim
tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar
verilir.
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
MADDE 74. -
(1) Genel af, özel af ve şikâyetten vazgeçme, müsadere olunan şeylerin veya
ödenen adlî para cezasının geri alınmasını gerektirmez.
(2) Kamu davasının düşmesi, malların geri alınması
ve uğranılan zararın tazmini için açılan şahsî hak davasını etkilemez.
(3) Cezanın düşmesi şahsî haklar, tazminat ve
yargılama giderlerine ilişkin hükümleri etkilemez. Ancak, genel af hâlinde
yargılama giderleri de istenemez.
Önödeme
MADDE 75. -
(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını
gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç
ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse
aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı
olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da
öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek
miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet
savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında
kamu davası açılmaz.
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan
mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim tarafından yapılacak bildirim
üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama
giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren
suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin
niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi
hâlinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç
ayı aşmayan hapis cezası veya adlî para cezasından yalnız birinin
uygulanabileceği hâllerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre
adlî para cezası esas alınarak belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması
veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına
ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.
İKİNCİ KİTAP
Özel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Uluslararası Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
Soykırım
MADDE 76. -
(1) Bir plânın icrası suretiyle, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun
tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı
aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine
ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi
sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik
tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla
nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve
kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima
hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İnsanlığa karşı suçlar
MADDE 77. -
(1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun
bir kesimine karşı bir plân doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi,
insanlığa karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tâbi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel
istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin
işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına;
diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az
olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b)
bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları
açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
Örgüt
MADDE 78. -
(1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya
yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(3) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İKİNCİ BÖLÜM
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
Göçmen kaçakçılığı
MADDE 79. -
(1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî menfaat elde etmek maksadıyla,
yasal olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede
kalmasına imkân sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına
çıkmasına imkân sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi hâlinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
İnsan ticareti
MADDE 80. -
(1) Zorla çalıştırmak veya hizmet ettirmek, esarete veya benzerî uygulamalara
tâbi kılmak, vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit,
baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya
kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden
yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri tedarik eden, kaçıran,
bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden, barındıran kimseye sekiz
yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen
ve suçu oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir.
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış olanların birinci
fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden
diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları
hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile
birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.
(4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da
güvenlik tedbirine hükmolunur.
İKİNCİ KISIM
Kişilere Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayata Karşı Suçlar
Kasten öldürme
MADDE 81. -
(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hâller
MADDE 82. -
(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya
bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya
kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan
kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla,
i) Kan gütme saikiyle,
j) Töre saikiyle,
İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmenin ihmali davranışla
işlenmesi
MADDE 83. -
(1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı
gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu
tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük
ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul
edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda
kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün
bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın
başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden
olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş
yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
İntihar
MADDE 84. -
(1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını
kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi
durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi,
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın
ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama
yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk
edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur
edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
Taksirle öldürme
MADDE 85. -
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir
veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin
yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Kasten yaralama
MADDE 86. -
(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama
yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye
kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
MADDE 87. -
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun
vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen
ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hâllerde üç yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa
veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin
kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun
düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen
ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hâllerde beş yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına
neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, bir
yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana
gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan
oniki yıla kadar, ikinci fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hâller
MADDE 88. -
(1) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî
müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti
üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün
uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin
koşullar göz önünde bulundurulur.
Taksirle yaralama
MADDE 89. -
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama
yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce
doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen
ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa
veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin
kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen
ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına
neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Bilinçli taksir hâli hariç olmak üzere, bu
maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete
bağlıdır.
İnsan üzerinde deney
MADDE 90. -
(1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel
deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya
makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında
veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar
üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak
istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını
gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir
zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla
bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye
yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır
basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli
bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir
menfaat teminine bağlı bulunmaması,
Gerekir.
(3) Çocuklar üzerinde bilimsel deney hiçbir
surette yapılmaz.
(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın
tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbî müdahale yöntemlerinin uygulanmasının
sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı
bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu
gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında
yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim
tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.
(5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi
sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi hâlinde, kasten yaralama veya
kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel
kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Organ veya doku ticareti
MADDE 91. -
(1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ
alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun konusunun doku olması hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku
alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına
aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların
bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla
kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ
veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku
teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel
kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi
sonucunda mağdurun ölmesi hâlinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Zorunluluk hâli
MADDE 92. -
(1) Organ veya dokularını satan kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik
koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim
yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 93. -
(1) Organ veya dokularını satan kişi, resmî makamlar tarafından haber
alınmadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını
kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suç haber alındıktan sonra, organ veya
dokularını satan kişi, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve diğer
suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım ederse; hakkında verilecek cezanın,
yardımın niteliğine göre, dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İşkence ve Eziyet
İşkence
MADDE 94. -
(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal
yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine,
aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında
üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı
görevi dolayısıyla,
İşlenmesi hâlinde, sekiz yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde
gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler
de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde,
verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence
MADDE 95. -
(1) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun
vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen
ceza, yarı oranında artırılır.
(2) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa
veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin
işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin
kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun
düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen
ceza, bir kat artırılır.
(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına
neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet
MADDE 96. -
(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi
hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da
eşe karşı,
İşlenmesi hâlinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim
Yükümlülüğünün İhlâli
Terk
MADDE 97. -
(1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve
bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi
hâline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa
yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç
hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün
yerine getirilmemesi
MADDE 98. -
(1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir
nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların
elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhâl ilgili makamlara
bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk düşürtme
MADDE 99. -
(1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbî zorunluluk bulunmadığı
hâlde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir
kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın
hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya
ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan
oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne
neden olması hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya
ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan
altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden
olması hâlinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on
haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi
tarafından düşürtülmesi hâlinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan
bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza,
yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe
kalması hâlinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak
koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin
uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk düşürme
MADDE 100. -
(1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek
düşürmesi hâlinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Kısırlaştırma
MADDE 101. -
(1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan
altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi
yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında
artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma
fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
ALTINCI BÖLÜM
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel saldırı
MADDE 102. -
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi,
mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim
sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve
kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin
sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı
ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından
birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre
verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin
kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi
ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh
sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına
hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi
veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
MADDE 103. -
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış
olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği
gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit,
hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen
cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir
cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü
derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı,
sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler
tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek
ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a)
bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle
gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve
şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh
sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına
hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya
ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. -
(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla
cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise,
şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.
Cinsel taciz
MADDE 105. -
(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun
şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para
cezasına hükmolunur.
(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden
kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde
çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde,
yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil
nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir
yıldan az olamaz.
YEDİNCİ BÖLÜM
Hürriyete Karşı Suçlar
Tehdit
MADDE 106. -
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit
eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük
edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması
suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin
oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten
yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ceza verilir.
Şantaj
MADDE 107. -
(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından
bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya
veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Cebir
MADDE 108. -
(1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi
için bir kişiye karşı cebir kullanılması hâlinde, kasten yaralama suçundan
verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
MADDE 109. -
(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir
yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada
cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silâhla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye
kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini
savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir
kaybına neden olması hâlinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi hâlinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında
kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin
gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Etkin pişmanlık
MADDE 110. -
(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle
soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu
kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine
kadarı indirilir.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri
uygulanması
MADDE 111. -
(1) Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının
işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Eğitim ve öğretimin engellenmesi
MADDE 112. -
(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği
izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara
veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına,
Engel olunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
Kamu kurumu veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi
MADDE 113. -
(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla,
kamu kurumu faaliyetinin yürütülmesine engel olunması hâlinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Siyasî hakların kullanılmasının
engellenmesi
MADDE 114. -
(1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasî partiye üye olmaya
veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya,
siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday
olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerinin engellenmesi
hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin
kullanılmasını engelleme
MADDE 115. -
(1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dinî, siyasî, sosyal, felsefi
inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da
bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Dinî ibadet ve ayinlerin toplu olarak
yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla engellenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre ceza verilir.
Konut dokunulmazlığının ihlâli
MADDE 116. -
(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak
giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti
üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Evlilik birliğinde aile bireylerinden veya
konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda bu
kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak
bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(3) Birinci fıkra kapsamına giren
fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler
dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, altı aydan
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak
suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli
MADDE 117. -
(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş
ve çalışma hürriyetini ihlâl eden kişiye, mağdurun şikâyeti hâlinde, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını
sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet
ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda
bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama
koşullarına tâbi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden
az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara
düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere
nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya
işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden
başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına,
sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
Sendikal hakların kullanılmasının
engellenmesi
MADDE 118. -
(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın
faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika
yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit
kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi
hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ortak hüküm
MADDE 119. -
(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasî
hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin
kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlâli ile iş ve çalışma
hürriyetinin ihlâli suçlarının;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması
suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin
oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye
kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat
artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten
yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Haksız arama
MADDE 120. -
(1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu
görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi
MADDE 121. -
(1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği
dilekçenin hukukî bir neden olmaksızın kabul edilmemesi hâlinde, fail
hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ayırımcılık
MADDE 122. -
(1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç,
din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını,
devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen
veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden
birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz
edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte
bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis
veya adlî para cezası verilir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
MADDE 123. -
(1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon
edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir
davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası verilir.
Haberleşmenin engellenmesi
MADDE 124. -
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi
hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka
aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının
hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre
cezaya hükmolunur.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
MADDE 125. -
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte
somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya
sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun
gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât
ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı
veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen
cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve
kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup
olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal
sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan
az olamaz.
(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde,
altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında
artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine
görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere
karşı işlenmiş sayılır.
Mağdurun belirlenmesi
MADDE 126. -
(1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya
isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun
şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi
belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
İsnadın ispatı
MADDE 127. -
(1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması hâlinde kişiye
ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir
mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun
dışındaki hâllerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin
doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya
şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye
hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı
MADDE 128. -
(1) Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü
başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut
isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza
verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut
vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı
hakaret
MADDE 129. -
(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak
işlenmesi hâlinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi
hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında
verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
Kişinin hatırasına hakaret
MADDE 130. -
(1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilât ederek
hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri
oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya
tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir
edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
MADDE 131. -
(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun
soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikâyet etmeden önce ölürse, veya suç
ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye
kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikâyette
bulunulabilir.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl
MADDE 132. -
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik
ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini
hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini
diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin
basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda
alınması
MADDE 133. -
(1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi
birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma
cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer
konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya
kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri
işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları
başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi,
altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde
de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlâl
MADDE 134. -
(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü
veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt
sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya
sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı
oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
MADDE 135. -
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye
altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî
görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine,
cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin
bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya
ele geçirme
MADDE 136. -
(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya
ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hâller
MADDE 137. -
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği
yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı
kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Verileri yok etmeme
MADDE 138. -
(1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem
içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı
aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikâyet
MADDE 139. -
(1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya
ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların
soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 140. -
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ONUNCU BÖLÜM
Malvarlığına Karşı Suçlar
Hırsızlık
MADDE 141. -
(1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya
başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji
de, taşınır mal sayılır.
Nitelikli hırsızlık
MADDE 142. -
(1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve
kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına
veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla
birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza
altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı
içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya
hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana
getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya
hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği
açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) Elektrik enerjisi hakkında,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından
veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak
suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana
getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit
anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi
olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak,
g) Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde
bulunan büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette,
beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı
işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında
ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi
hâlinde, ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, onbeş yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Suçun gece vakti işlenmesi
MADDE 143. -
(1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte
birine kadar artırılır.
Daha az cezayı gerektiren hâller
MADDE 144. -
(1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal
üzerinde,
b) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil
amacıyla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, fail hakkında
iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Malın değerinin az olması
MADDE 145. -
(1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle,
verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
Kullanma hırsızlığı
MADDE 146. -
(1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade
edilmek üzere işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, verilecek ceza yarı oranına
kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması hâlinde bu
hüküm uygulanmaz.
Zorunluluk hâli
MADDE 147. -
(1) Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi
hâlinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği
gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Yağma
MADDE 148. -
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut
veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da
malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek
veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya
mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun,
kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir
senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin
alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir
kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı
koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta
ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda
cebir sayılır.
Nitelikli yağma
MADDE 149. -
(1) Yağma suçunun;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması
suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya
işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini
savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin
oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten
yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 150. -
(1) Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya
cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar
indirilir.
Mala zarar verme
MADDE 151. -
(1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip
eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun
şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı
öldüren, işe yaramayacak hâle getiren veya değerinin azalmasına neden olan
kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Mala zarar vermenin nitelikli hâlleri
MADDE 152. -
(1) Mala zarar verme suçunun;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine
tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya
diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer
felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis
hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede
olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya
afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hâllerinde işverenlerin veya
işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki
olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
f) Siyasî partilerin, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında
olan bina, tesis veya eşya hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak
amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında bir yıldan altı
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Mala zarar verme suçunun;
a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde
kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya
taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik
veya kimyasal silâh kullanarak,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza iki katına kadar
artırılır.
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
MADDE 153. -
(1) İbadethanelere, bunların eklentilerine, buralardaki eşyaya, mezarlara,
bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların
korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak veya kırmak
suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları
kirleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin,
ilgili dinî inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Hakkı olmayan yere tecavüz
MADDE 154. -
(1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya
eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını
değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa
yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden
beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera,
harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt
eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında
birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların
mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
Güveni kötüye kullanma
MADDE 155. -
(1) Başkasına ait olup da, belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği
kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına
olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir
olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet
ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını
idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında
işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur.
Bedelsiz senedi kullanma
MADDE 156. -
(1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikâyet üzerine, altı aydan
iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
Dolandırıcılık
MADDE 157. -
(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına
olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Nitelikli dolandırıcılık
MADDE 158. -
(1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi
suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya
zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından
yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek
kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç
olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi
kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı
kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket
adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif
yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından,
mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması
suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis
edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan,
onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği
vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 159. -
(1) Dolandırıcılığın, bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla
işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde
tasarruf
MADDE 160. -
(1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da
hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili
mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi,
şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Hileli iflâs
MADDE 161. -
(1) Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu
hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması hâlinde,
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli iflasın
varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı
mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına
neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının
ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi
veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı
hâlde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden
olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte
bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi,
Gerekir.
Taksirli iflâs
MADDE 162. -
(1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla
iflâsa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması hâlinde, iki aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Karşılıksız yararlanma
MADDE 163. -
(1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde
yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı
aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya
elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan
sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış
bilgi
MADDE 164. -
(1) Bir şirket veya kooperatifin kurucu, ortak, idareci, müdür veya
temsilcileri veya yönetim veya denetim kurulu üyeleri veya tasfiye memuru
sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula
sundukları raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden
olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek veya verdirtecek
olurlarsa altı aydan üç yıla kadar hapis veya bin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılırlar.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul
edilmesi
MADDE 165. -
(1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın alan veya kabul eden
kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Bilgi vermeme
MADDE 166. -
(1) Bir hukukî ilişkiye dayalı olarak elde ettiği eşyanın, esasında suç
işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edildiğini öğrenmesine
rağmen, suçu takibe yetkili makamlara vakit geçirmeksizin bildirimde
bulunmayan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Şahsî cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını
gerektiren şahsî sebep
MADDE 167. -
(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden
birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın
hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden
birinin,
Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında
ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan
kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala,
teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak
işlenmesi hâlinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza,
yarısı oranında indirilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 168. -
(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve
karşılıksız yararlanma suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle
hakkında kovuşturma başlamadan önce failin, azmettirenin veya yardım edenin
bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya
tazmin suretiyle gidermesi hâlinde; cezası üçte birden üçte ikiye kadar
indirilir. Yağma suçunda ise, cezada altıda birden üçte bire kadar indirim
yapılır.
(2) Kısmen geri verme veya tazmin hâlinde etkin
pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, mağdurun rızası aranır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 169. -
(1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Topluma Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
MADDE 170. -
(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak
biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ
düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde
kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ
düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
MADDE 171. -
(1) Taksirle;
a) Yangına,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ
düşmesine, sel veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı,
sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması hâlinde, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Radyasyon yayma
MADDE 172. -
(1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmeye
elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan kişi, üç yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki fiilin belirsiz sayıda
kişilere karşı işlenmiş olması hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına hükmolunur.
(3) Bir başkasının hayatı, sağlığı veya
malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde radyasyon
yayan veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine etkide bulunan kişi,
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Radyasyon yayılmasına veya atom
çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin
işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak
neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına
önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması hâlinde, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme
MADDE 173. -
(1) Atom enerjisini serbest bırakarak bir patlamaya ve bu suretle bir
başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığı hakkında önemli ölçüde tehlikeye
sebebiyet veren kişi, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiilin taksirle
işlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el
değiştirmesi
MADDE 174. -
(1) Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı,
aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı
nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden,
ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın
alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili makamların izni olmaksızın, bu
fıkra kapsamına giren maddelerin imalinde, işlenmesinde veya kullanılmasında
gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden kişi de aynı ceza ile
cezalandırılır.
(2) Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş
bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) Önemsiz tür ve miktarda patlayıcı maddeyi
satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, kullanılış amacı
gözetilerek, bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim
yükümlülüğünün ihlâli
MADDE 175. -
(1) Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü, başkalarının
hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde ihmal
eden kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet
kurallarına uymama
MADDE 176. -
(1) İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü
açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde
serbest bırakılması
MADDE 177. -
(1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı
bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol
altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
İşaret ve engel koymama
MADDE 178. -
(1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan
eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan,
konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren
kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
MADDE 179. -
(1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak
için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hâle getirerek,
konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış,
kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim
sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı
bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım
araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli
olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da
başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde
olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye
sokma
MADDE 180. -
(1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya
malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç
yıla kadar hapis cezası verilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Çevreye Karşı Suçlar
Çevrenin kasten kirletilmesi
MADDE 181. -
(1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye
zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten
veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye
sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya
havada kalıcı özellik göstermesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek
ceza iki katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin,
insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına,
üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal
özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya
artıklarla ilgili olarak işlenmesi hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki
fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Çevrenin taksirle kirletilmesi
MADDE 182. -
(1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya
havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile
cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı
etki bırakması hâlinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor
hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların
veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere
sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle
verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Gürültüye neden olma
MADDE 183. -
(1) İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir
kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden
olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
İmar kirliliğine neden olma
MADDE 184. -
(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya
yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar
dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı
yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda
herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak
belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak
yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi
halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış
olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
Zehirli madde katma
MADDE 185. -
(1) İçilecek sulara veya yenilecek veya içilecek veya kullanılacak veya
tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle
bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşüren kimseye iki
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen fiillerin dikkat
ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak işlenmesi hâlinde, üç aydan bir yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya
ilaçların ticareti
MADDE 186. -
(1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş,
değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilâçları satan,
tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz
güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen
bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
üçte bir oranında artırılır.
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde
ilâç yapma veya satma
MADDE 187. -
(1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten
veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası
verilir.
(2) Bu suçun tabip veya eczacı tarafından ya da
resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti
MADDE 188. -
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak
imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve
yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin
diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede
yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de
uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama
sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız
veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına
veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş
yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(4) Uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya
bazmorfin olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç
işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı
yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya
uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar
hükümleri uygulanır.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla
birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya
imali resmî makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal
eden, satan, satın alan, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört
yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş
tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire,
diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza
ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri
uygulanması
MADDE 189. -
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının bir tüzel
kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
MADDE 190. -
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya malzeme sağlayan,
b) Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak
önlemler alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi
veren,
Kişi, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş
tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire,
diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza
ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını
alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı
madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak
MADDE 191. -
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya
bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kendisi tarafından kullanılmak üzere uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi
doğuran bitkileri yetiştiren kişi, bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi
hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur.
(3) Hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik
tedbirine hükmedilen kişi, belirlenen kurumda uygulanan tedavinin ve
denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür.
Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik edecek
bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulama süresince,
kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları
hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik
olarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları
hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(4) Tedavi süresince devam eden denetimli
serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle
devam olunur. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanma süresinin
uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu durumda süre üç yıldan fazla
olamaz.
(5) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi
hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul
etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi ve denetimli
serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması hâlinde infaz edilir.
Kişi etkin pişmanlıktan yararlanmışsa, davaya devam olunarak hakkında cezaya
hükmolunur.
Etkin pişmanlık
MADDE 192. -
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş
olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç
ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal
edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının
yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini
sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde
satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar tarafından haber
alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine
haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı
maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü
olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının
yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın
niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi,
hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul
etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmî
makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Zehirli madde imal ve ticareti
MADDE 193. -
(1) İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi, bulundurulması veya satılması
izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten, bulunduran, satan veya
nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sağlık için tehlikeli madde temini
MADDE 194. -
(1) Sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeleri çocuklara, akıl hastalarına
veya uçucu madde kullananlara veren veya tüketimine sunan kişi, altı aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere
aykırı davranma
MADDE 195. -
(1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş
kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca
alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Usulsüz ölü gömülmesi
MADDE 196. -
(1) Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka yerlere ölü gömen
veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
Parada sahtecilik
MADDE 197. -
(1) Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte
olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan
kişi, iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Sahte parayı bilerek kabul
eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı bu
niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
Paraya eşit sayılan değerler
MADDE 198. -
(1) Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse
senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup
da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile millî ziynet
altınları, para hükmündedir.
Kıymetli damgada sahtecilik
MADDE 199. -
(1) Kıymetli damgayı sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza
eden veya tedavüle koyan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte olarak üretilmiş kıymetli damgayı
bilerek kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği kıymetli
damgayı bu niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, bir aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Damgalı kâğıtlar, damga ve posta pulları ve
muayyen bir miktar vergi veya harcın ödendiğini belgelemek amacıyla
kullanılan pullar, kıymetli damga sayılır.
Para ve kıymetli damgaları yapmaya
yarayan araçlar
MADDE 200. -
(1) Paralarla kıymetli damgaların üretiminde kullanılan alet veya malzemeyi
izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden
veya muhafaza eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Etkin pişmanlık
MADDE 201. -
(1) Sahte olarak para veya kıymetli damga üreten, ülkeye sokan, nakleden,
muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya kıymetli damgaları tedavüle
koymadan ve resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç
ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların üretildiği
veya saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç
ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli
damgaların ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Sahte para veya kıymetli damga üretiminde
kullanılan alet ve malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan,
devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi, resmî makamlar
tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve bu malzemenin
üretildiği veya saklandığı yerleri ilgili makama haber verirse, verilen
bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve bu malzemenin ele geçirilmesini
sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Mühürde sahtecilik
MADDE 202. -
(1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık
tarafından kullanılan mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici
mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Mühür bozma
MADDE 203. -
(1) Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya
varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya
konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır.
Resmî belgede sahtecilik
MADDE 204. -
(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî
bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak
şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî
belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği
sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek
ceza yarısı oranında artırılır.
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
MADDE 205. -
(1) Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi
tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
MADDE 206. -
(1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan
beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Özel belgede sahtecilik
MADDE 207. -
(1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek
kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
MADDE 208. -
(1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Açığa imzanın kötüye kullanılması
MADDE 209. -
(1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan
imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı, verilme nedeninden farklı bir
şekilde dolduran kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı
hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukukî sonuç
doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre
cezalandırılır.
Resmî belge hükmünde belgeler
MADDE 210. -
(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı
kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya
vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş
tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız
bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç
doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre
cezaya hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 211. -
(1) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun
belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza, yarısı oranında indirilir.
İçtima
MADDE 212. -
(1) Sahte resmî veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında
kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı
cezaya hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kamu Barışına Karşı Suçlar
Halk arasında korku ve panik yaratmak
amacıyla tehdit
MADDE 213. -
(1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık,
vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte
bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun silâhla işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza, kullanılan silâhın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.
Suç işlemeye tahrik
MADDE 214. -
(1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı
silâhlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi hâlinde,
tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
Suçu ve suçluyu övme
MADDE 215. -
(1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi
alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya
aşağılama
MADDE 216. -
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı
özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa
alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın
bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din,
mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi,
altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî
değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli
olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanunlara uymamaya tahrik
MADDE 217. -
(1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını
bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır.
Ortak hüküm
MADDE 218. -
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye
kullanma
MADDE 219. -
(1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa
sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını
takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır veya bunlardan birine hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri
işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri
ve dairelerden birine ait olan vazife ve salâhiyeti takbih ve tezyife veya
halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin
vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan
iki seneye kadar hapse ve adlî para cezası ve müebbeden veya muvakkaten
bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve aidatını almaktan memnuiyetine
hükmolunur.
(3) Kendi sıfatlarından
istifade ederek kanuna göre kazanılmış olan haklara muhalif iş ve sözlerde
bulunmaya, bir kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve memurları hakkında dahi
balâdaki fıkrada yazılı ceza tertip olunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci
fıkrada yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı
çoğaltılmak şartıyla o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarıitibara almış
ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
MADDE 220. -
(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya
yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç
bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye
sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye
olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silâhlı olması hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi
hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak
cezalandırılır.
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil
olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi
olarak cezalandırılır.
(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun
basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Etkin pişmanlık
MADDE 221. -
(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan
ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya
verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde
herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten
ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir
suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak
örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli
bilgi vermesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya
örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve
faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde,
hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya
hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde,
hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar
indirim yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında
bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli
serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
Şapka ve Türk harfleri
MADDE 222. -
(1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla,
1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında
Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki
aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
ALTINCI BÖLÜM
Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı
Suçlar
Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması
MADDE 223. -
(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla
kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket hâlinde
iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım
aracı olması hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen
veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin
hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi
sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin
gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik
bölgedeki sabit platformların işgali
MADDE 224. -
(1) Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir
platformu cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla ele geçiren, zapteden veya kontrolü altına alan kişi, beş yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında kişilerin
hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(3) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Genel Ahlâka Karşı Suçlar
Hayasızca hareketler
MADDE 225. -
(1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Müstehcenlik
MADDE 226. -
(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren
ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği
veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde
sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek
şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş
yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları
yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve
yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan
üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren
ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri
ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç
eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan
bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin
yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz
eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya
bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin
içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık
eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi,
altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü
fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve
edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Fuhuş
MADDE 227. -
(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik
eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu
suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi
cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu
kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki
yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen
veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.
(3) Fuhuş amacıyla ülkeye insan sokan veya
insanların ülke dışına çıkmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara
göre cezaya hükmolunur.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da
çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını
sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından
iki katına kadar artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş,
üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlât edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı,
koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu
görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil
edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedavi veya terapiye
tabi tutulur.
Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama
MADDE 228. -
(1) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkân
sağlanması hâlinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(4) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç
amacıyla icra edilen ve kâr ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır.
Dilencilik
MADDE 229. -
(1) Çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda
bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın
hısımları ya da eş tarafından işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş
olması hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Aile Düzenine Karşı Suçlar
Birden çok evlilik, hileli evlenme,
dinsel tören
MADDE 230. -
(1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu
bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir
başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan
dolayı zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren
işlemeye başlar.
(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin
dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası
verilir. Ancak, medenî nikâh yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza
bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu
gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında
iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
Çocuğun soybağını değiştirme
MADDE 231. -
(1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık
kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden olan kişi, bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kötü muamele
MADDE 232. -
(1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede
bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek,
okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü
olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin
yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün
ihlâli
MADDE 233. -
(1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine
getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli
birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan
bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası verilir.
(3) Velâyet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadî
sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı
tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle
çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana
veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
MADDE 234. -
(1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece
dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım
ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit
kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması hâlinde, üç aydan bir yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş
ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında
artırılır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar
İhaleye fesat karıştırma
MADDE 235. -
(1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet
alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere fesat karıştıran
kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış
sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına
sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını
engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına
sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen
niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı
bırakmak,
4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen
niteliklere sahip olmadığı hâlde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye
almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına
veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının
ulaşmasını sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da
hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya
koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere
katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin
ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya
gizli anlaşma yapmaları.
(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu
kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı
oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte
miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat
temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre
cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya
kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,
bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan
dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya
satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması hâlinde de uygulanır.
Edimin ifasına fesat karıştırma
MADDE 236. -
(1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde
faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da
kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran
kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması
hâlinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı
belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen
miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede
belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul
edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan
malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya
niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında
veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine
rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla
menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre
cezalandırılırlar.
Fiyatları etkileme
MADDE 237. -
(1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi
sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis
yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis
ve adlî para cezası verilir.
(2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya
işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise
ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır.
Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma
MADDE 238. -
(1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu kurum ve kuruluşları veya
kamu hizmeti veya genel bir felâketin önlenmesi için zorunlu eşya veya
besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına neden olan
kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası
verilir.
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri
sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması
MADDE 239. -
(1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticarî sır,
bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri
yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu
bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından
yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre
cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri, fennî keşif ve
buluşları veya sınaî uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.
(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya
veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri
oranında artırılır. Bu hâlde şikâyet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu
madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç
yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Mal veya hizmet satımından kaçınma
MADDE 240. -
(1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir
ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Tefecilik
MADDE 241. -
(1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri
uygulanması
MADDE 242. -
(1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat
sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
ONUNCU BÖLÜM
Bilişim Alanında Suçlar
Bilişim sistemine girme
MADDE 243. -
(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak
giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli
karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler
yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya
değiştirme
MADDE 244. -
(1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok
eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan
verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya
da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin
işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir
çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
MADDE 245. -
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun
ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın
kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya
kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla
kadar hapis cezası ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik
yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya
başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmadığı takdirde, dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 246. -
(1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat
sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son
Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine
Karşı Suçlar
Zimmet
MADDE 247. -
(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve
gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren
kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya
yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre
kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
yarı oranına kadar indirilebilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 248. -
(1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi
veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın
üçte ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak,
zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen
tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin
pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri
indirilir.
Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 249. -
(1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle,
verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
İrtikâp
MADDE 250. -
(1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya
başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi
icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak
suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına
yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden
kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin
hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
Denetim görevinin ihmali
MADDE 251. -
(1) Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle
yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.
(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya
irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Rüşvet
MADDE 252. -
(1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış
gibi cezaya hükmolunur.
(2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan
kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali
müşavir olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden
yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin
gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı
anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.
(4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların
bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler,
kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle hukukî ilişki tesisinde
veya tesis edilmiş hukukî ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına
hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması
hâlinde de uygulanır.
(5) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan,
yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının
memur veya görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri
yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle, bir işin
yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya
muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat
edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 253. -
(1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Etkin pişmanlık
MADDE 254. -
(1) Rüşvet alan kişinin, soruşturma başlamadan önce, rüşvet konusu şeyi
soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi hâlinde, hakkında rüşvet
suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan
kamu görevlisinin soruşturma başlamadan önce durumu yetkili makamlara haber
vermesi hâlinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(2) Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle
anlaşmaya varan kişinin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak
durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında rüşvet
suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz; verdiği rüşvet de kamu görevlisinden
alınarak kendisine iade edilir.
(3) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin,
soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını
haberdar etmesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
MADDE 255. -
(1) Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir işi yapabileceği veya
yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu görevlisi, bir
yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması
MADDE 256. -
(1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada,
kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması
hâlinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Görevi kötüye kullanma
MADDE 257. -
(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin
gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya
kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu
görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller
dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek,
kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere
haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde,
görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden
kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
Göreve ilişkin sırrın açıklanması
MADDE 258. -
(1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve
gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı
açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi
edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra,
birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
Kamu görevlisinin ticareti
MADDE 259. -
(1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya
hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması
MADDE 260. -
(1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine
gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya
yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar
hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması hâlinde
cezaya hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin meslekî ve sosyal hakları
ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş
bırakmaları veya yavaşlatmaları hâlinde, verilecek cezada indirim
yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
MADDE 261. -
(1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin
taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa,
zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir
suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Kamu görevinin usulsüz olarak
üstlenilmesi
MADDE 262. -
(1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye
teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu hâlde görevi
sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Kanuna aykırı eğitim kurumu
MADDE 263. -
(1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu
kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik
yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen yerlerin
kapatılmasına da karar verilir.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz
kullanma
MADDE 264. -
(1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmî elbisesini yetkisi
olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan
nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan
yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada
belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.
Görevi yaptırmamak için direnme
MADDE 265. -
(1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya
tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı
işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle
koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silâhla ya da var olan veya var sayılan
suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi
hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta
kullanma
MADDE 266. -
(1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun
işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında
kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza
üçte biri oranında artırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Adliyeye Karşı Suçlar
İftira
MADDE 267. -
(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın
yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma
başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir
kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak
iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında
beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun
aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka
bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında
beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan
mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde;
iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin
hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya
müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar
hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan
cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının
infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar
artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası
dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç
yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı,
mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan
dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın
organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
MADDE 268. -
(1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma
yapılmasını engellemek amacıyla, bu kişiye ait kimliği veya kimlik
bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre
cezalandırılır.
Etkin pişmanlık
MADDE 269. -
(1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idarî soruşturma başlamadan
önce, iftirasından dönmesi hâlinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek
cezanın beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce
iftiradan dönme hâlinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü
indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi
hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi
hâlinde, verilecek cezanın yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması hâlinde,
verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idarî
yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdarî yaptırıma karar verilmeden önce etkin
pişmanlıkta bulunulması hâlinde, verilecek cezanın yarısı,
b) İdarî yaptırım uygulandıktan sonra etkin
pişmanlıkta bulunulması hâlinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(5) İftira suçunun basın ve yayın yoluyla
işlenmesi hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.
Suç üstlenme
MADDE 270. -
(1) Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça
katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun
üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi hâlinde;
verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.
Suç uydurma
MADDE 271. -
(1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar
eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını
sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Yalan tanıklık
MADDE 272. -
(1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında
tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık
yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık
dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak
tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir
suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi
hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili
olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri
uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı
veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin
gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden
dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak
sorumlu tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin
ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti
hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına
mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm
olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek
ceza yarısı kadar artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında
hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; yalan
tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Şahsî cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren
sebepler
MADDE 273. -
(1) Kişinin;
a) Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin
soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili
olarak yalan tanıklıkta bulunması,
b) Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu
hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,
Hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği
gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü, özel
hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hâllerinde uygulanmaz.
Etkin pişmanlık
MADDE 274. -
(1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya
yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce
gerçeğin söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(2) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir
hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten
sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın
üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir.
(3) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında
verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde,
verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir.
Yalan yere yemin
MADDE 275. -
(1) Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya davalıya bir yıldan
beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin
söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(3) Hükmün icraya konulmasından veya
kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı
indirilir.
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya
tercümanlık
MADDE 276. -
(1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin
altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından
görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması hâlinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar
tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı
olarak tercüme etmesi hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yargı görevi yapanı etkileme
MADDE 277. -
(1) Bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya
davaya katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde, yargı görevi yapanlara
emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa
olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki
yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Teşebbüs iltimas derecesini
geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır.
Suçu bildirmeme
MADDE 278. -
(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği
neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara
bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk,
bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle
kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
MADDE 279. -
(1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini
göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı
ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi
tarafından işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
MADDE 280. -
(1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile
karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta
gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş
tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya
değiştirme
MADDE 281. -
(1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok
eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak
ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle
bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden
önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede
tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
MADDE 282. -
(1) Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların
gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda
kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli
bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi
hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir
örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat
artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(5) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce
suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu
yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi
hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
Suçluyu kayırma
MADDE 283. -
(1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün
infazından kurtulması için imkân sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle
bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer
suç ortağı tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme
MADDE 284. -
(1) Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan veya hükümlü bir kişinin
bulunduğu yeri bildiği hâlde yetkili makamlara bildirmeyen kimse, bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olan bir suça ilişkin delil ve
eserlerin başkaları tarafından saklandığı yeri bildiği hâlde yetkili
makamlara bildirmeyen kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Bu suçların kamu görevlisi tarafından
göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(4) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş
tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
Gizliliğin ihlâli
MADDE 285. -
(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, soruşturma aşamasında alınan ve
kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği
olarak yapılan işlemlerin gizliliğinin ihlâli açısından aleniyetin
gerçekleşmesi aranmaz.
(2) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya
kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin
gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre
cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için tanığın korunmasına ilişkin
olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi
aranmaz.
(3) Bu suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi
hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
(4) Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin
suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması
hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ses veya görüntülerin kayda alınması
MADDE 286. -
(1) Soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses veya görüntüleri
yetkisiz olarak kayda alan veya nakleden kişi, altı aya kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
Genital muayene
MADDE 287. -
(1) Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye
gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu
sağlığını korumak amacıyla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun
olarak yapılan muayeneler açısından yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs
MADDE 288. -
(1) Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin
hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları
etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Muhafaza görevini kötüye kullanma
MADDE 289. -
(1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya
hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı
dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması
hâlinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu
oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün
olmaması hâlinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların beşte
dördü indirilir.
(3) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim
olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın
dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya
bozulmasına neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma
kapsamında elkonulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmen teslim olunan mala elkonulması ve bozulması
MADDE 290. -
(1) Hükmen hak sahiplerine teslim edilen taşınmaz mallara tekrar elkoyan
kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim
olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan taşınır
malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması hâlinde hırsızlık, cebren
alınması hâlinde yağma, hileyle alınması hâlinde dolandırıcılık, tahrip
edilmesi hâlinde mala zarar verme suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Kişinin
bu malın sahibi olması hâlinde, verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne
kadarı indirilir.
Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme
MADDE 291. -
(1) Kendisini, bir hükümlünün veya tutuklunun yerine koyarak ceza infaz
kurumuna veya tutukevine giren kimseye altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
verilir.
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
MADDE 292. -
(1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu
görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak
işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silâhlı olarak ya da birden çok
tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten öldürme suçunun
gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara
ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu
dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adlî para cezasından
çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.
(6) Kısa süreli hapis cezasının özel infaz
şekillerinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında bir aydan iki aya kadar
hapis cezasına hükmolunur; geriye kalan ceza da ayrıca çektirilir.
Etkin pişmanlık
MADDE 293. -
(1) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, kaçtıktan sonra etkin
pişmanlık göstererek kendiliğinden teslim olması hâlinde, kaçtığı günden
itibaren teslimin gerçekleştiği güne kadar geçen süre dikkate alınarak,
verilecek cezanın altıda beşinden altıda birine kadarı indirilir. Ancak,
kaçma süresinin altı ayı geçmesi hâlinde cezada indirim yapılmaz.
Kaçmaya imkân sağlama
MADDE 294. -
(1) Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek
olan hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz
yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz
yıldan oniki yıla,
Kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla
olması hâlinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza üçte birden
bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya
hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş
tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten
yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten öldürme
suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu
suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün,
muhafaza veya naklî ile görevli kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı
davranmasından yararlanarak kaçması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
Muhafızın görevini kötüye kullanması
MADDE 295. -
(1) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya naklî ile görevli
kişilerin, görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmeleri hâlinde, görevi
kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Muhafaza veya naklî ile görevli olan kimse,
görevinin gereklerine aykırı olarak gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün
bulunduğu yerden geçici bir süreyle uzaklaşmasına izin verirse; altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün bu
fırsattan yararlanarak kaçması hâlinde, kaçmaya kasten imkan sağlama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Hükümlü veya tutukluların ayaklanması
MADDE 296. -
(1) Hükümlü veya tutukluların toplu olarak ayaklanması hâlinde, her biri
hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Hükümlü veya
tutuklu sayısının üçten fazla olmaması hâlinde, bu suçtan dolayı cezaya
hükmedilmez.
(2) Ayaklanma sırasında başka suçların işlenmesi
hâlinde, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya
sokmak
MADDE 297. -
(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silâh, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya
elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın,
temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikrî
içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.
(2) Birinci fıkrada sayılanların dışında kalıp da
yetkili makamlar tarafından infaz kurumuna veya tutukevine sokulması
yasaklanmış bulunan eşyayı, bu yasağı bilerek, infaz kurumuna veya tutukevine
sokan veya bulunduran ya da kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların
hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların
konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya
tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse,
verilecek ceza yarı oranında indirilir.
Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme
MADDE 298. -
(1) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların
haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim
programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu
çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum
tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin
etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet
başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini,
salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun
engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda
talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü
görüşme ve temas olanağını engelleyenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Hükümlü ve tutukluların beslenmesini
engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna
edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin
engellenmesi sayılır.
(3) Beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten
yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinden biri veya ölüm
meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına
ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının
Saygınlığına Karşı Suçlar
Cumhurbaşkanına hakaret
MADDE 299. -
(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Verilecek ceza, suçun alenen işlenmesi
hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, üçte biri
oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet
Bakanının iznine bağlıdır.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
MADDE 300. -
(1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm,
Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alâmeti olarak kullanılan her türlü
işaret hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir
ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte
bir oranında artırılır.
Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve
organlarını aşağılama
MADDE 301. -
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen
aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı
organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir
Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında
artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları
suç oluşturmaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
MADDE 302. -
(1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin
egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği
altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin
bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların
işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Düşmanla işbirliği yapmak
MADDE 303. -
(1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş hâlinde olan devletin ordusunda
hizmet kabul eden, düşman devletin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletine
karşı silâhlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Düşman devlet ordusunda herhangi bir komuta
görevi üstlenen vatandaş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların
işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan
dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(4) Savaş zamanında düşman devlet toprağında
bulunup da bu devlet ordusunda hizmete alınmak mecburiyetinde kalan vatandaş
hakkında, bu nedenle cezaya hükmolunmaz.
Devlete karşı savaşa tahrik
MADDE 304. -
(1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane
hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu
amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on
yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahrik fiilinin
basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında
artırılır.
(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin
doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul
edilir.
(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Temel millî yararlara karşı hareket
MADDE 305. -
(1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu
nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla
kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir. Yarar sağlayan veya
vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) Fiilin savaş sırasında işlenmiş ya da yararın
basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak için verilmiş veya vaat edilmiş
olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hâli dışında işlendiği takdirde, bu
nedenle kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(4) Temel millî yararlar deyiminden; bağımsızlık,
toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel
nitelikleri anlaşılır.
Yabancı devlet aleyhine asker toplama
MADDE 306. -
(1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde,
yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane
hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile
müebbet hapis cezası verilir.
(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal
ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme
tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana
gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması
Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(6) Bu madde hükümleri, fiilî savaş hâlinde ülke
topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı devlet
kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkında
uygulanmaz.
Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri
yararına anlaşma
MADDE 307. -
(1) Devletin silâhlı kuvvetlerine ait olan veya hizmetine verilmiş bulunan
kara, deniz ve hava ulaşım araçlarını, yolları, müesseseleri, depoları ve
diğer askerî tesisleri, bunlar henüz tamamlanmamış bulunsalar bile, kısmen
veya tamamen tahrip eden veya geçici bir süre için olsa bile kullanılmayacak
hâle getiren kişiye, altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devletin
çıkarı için işlenmiş olması,
b) Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş kudret
ve yeteneğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş olması,
Hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Tahrip veya kullanılamaz hâle gelme, birinci
fıkrada belirtilen bina, tesis veya eşyayı elinde bulunduran veya korumak ve
gözetlemekle yükümlü olan kimsenin taksiri sonucunda meydana gelmiş veya bu
nedenle suçun işlenmesi kolaylaşmış ise, bu kişi hakkında bir yıldan beş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Savaş zamanında Türkiye Devleti zararına olmak
üzere, düşman askerî hareketlerini kolaylaştırmak veya Türkiye Devletinin
askerî hareketlerine zarar vermek maksadıyla yabancıyla anlaşan veya anlaşma
olmasa da aynı sonuçları meydana getirmeye yönelik fiilleri işleyen kişiye on
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada tanımlanan fiil sonucunda,
düşman askerî hareketleri fiilen kolaylaşmış veya Türk Devletinin askerî
hareketleri zarar görmüş ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verilir.
(6) Dört ve beşinci fıkralarda yazılı suçları
işleyen kimse ile anlaşan yabancıya da aynı ceza verilir.
(7) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin Türkiye
Devleti ile aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan devlet zararına
olarak Türkiye'de işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri uygulanır.
Düşman devlete maddî ve malî yardım
MADDE 308. -
(1) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin savaş hâlinde olduğu devlete, savaşta
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aleyhine kullanılabilecek her türlü eşyayı
karşılıklı veya karşılıksız, doğrudan veya dolaylı olarak veren vatandaş, beş
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Türkiye'de
oturan yabancı hakkında da uygulanır.
(2) Savaş zamanında, düşman devlet yararına
yapılan borçlanmalara veya her ne nedenle olursa olsun ödemelere katılan veya
bunlara ilişkin işlemleri kolaylaştıran vatandaşa veya Türkiye'de oturan
yabancıya aynı ceza verilir.
(3) Savaştan evvel başlamış olsa bile, birinci
fıkrada yazılı hâller dışında, nerede bulunursa bulunsun düşman devlet
vatandaşıyla veya düşman devlet topraklarında oturan diğer kimselerle Türkiye
Devleti zararına veya düşman devletin savaş gücüne olumlu etki yapacak
nitelikte doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ticaret yapan vatandaşa veya
Türkiye'de oturan yabancıya iki yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne
kadar adlî para cezası verilir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin düşman
devletle aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan devlet yararına
işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı
Suçlar
Anayasayı ihlâl
MADDE 309. -
(1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü
düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya
bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların
işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı
MADDE 310. -
(1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ile cezalandırılır. Bu fiile teşebbüs edilmesi hâlinde de suç
tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Cumhurbaşkanına karşı diğer fiilî saldırılarda
bulunan kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak
hükmolunur. Ancak, bu suretle verilecek ceza beş yıldan az olamaz.
Yasama organına karşı suç
MADDE 311. -
(1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan
kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya
tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların
işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
Hükûmete karşı suç
MADDE 312. -
(1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan
kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye
teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların
işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı
silâhlı isyan
MADDE 313. -
(1) Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı bir isyana tahrik
eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. İsyan
gerçekleştiğinde, tahrik eden kişi hakkında yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı
isyanı idare eden kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır. İsyana katılan diğer kişilere altı yıldan on yıla kadar hapis
cezası verilir.
(3) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların,
Devletin savaş hâlinde olmasının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle
işlenmesi hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların
işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan
dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Silâhlı örgüt
MADDE 314. -
(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek
amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye
olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna
ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
Silâh sağlama
MADDE 315. -
(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak
maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak
veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayan kişi,
on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suç için anlaşma
MADDE 316. -
(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi
birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddî
olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine
göre üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma
dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza
verilmez.
ALTINCI BÖLÜM
Millî Savunmaya Karşı Suçlar
Askerî komutanlıkların gasbı
MADDE 317. -
(1) Kanunen yetkili olmadıkları veya Devlet tarafından memur edilmedikleri
hâlde, bir asker kıtasının veya donanmasının veya savaş gemisinin veya savaş
hava filosunun veya bir kale veya müstahkem mevkiin veya bir askerî üssün
veya tesisin, bir liman veya şehrin komutasını alanlara müebbet hapis cezası
verilir.
(2) Kanunen yetkili olmaları veya Devlet
tarafından görevlendirilmeleri suretiyle yukarıda gösterilen yerlerin
komutanı bulunanlardan, yetkili makamlarca komutanlığı terk etmeleri için
verilen emirlere uymayanlara da aynı ceza verilir.
Halkı askerlikten soğutma
MADDE 318. -
(1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde
bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza
yarısı oranında artırılır.
Askerleri itaatsizliğe teşvik
MADDE 319. -
(1) Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişileri
kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini
veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini ihlâle yönelten ve tahrik edenler
ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı
hareketleri askerler önünde öven veya iyi gördüğünü söyleyen kimselere, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, alenî olarak işlenmişse iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, savaş zamanında işlenmiş ise ceza bir
katı oranında artırılır.
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma
MADDE 320. -
(1) Hükûmetin izni olmaksızın bir yabancı veya yabancı Devlet hizmetinde veya
bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazan veya
vatandaşları silâhlandıran kimseye üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Asker yazılanlar veya silâhlandırılanlar
arasından asker veya askerlik çağında olanlar varsa ceza üçte biri oranında
artırılır.
(3) Birinci fıkradaki hizmeti kabul eden kimseye
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Savaş zamanında emirlere uymama
MADDE 321. -
(1) Savaş zamanında Devletin yetkili makam ve mercilerinin emir veya
kararlarına bilerek aykırı harekette bulunan kimseye bir yıldan altı yıla
kadar hapis cezası verilir.
Savaş zamanında yükümlülükler
MADDE 322. -
(1) Savaş zamanında, Devletin silâhlı kuvvetlerinin veya halkın ihtiyaçları
için Devlet veya bir kamu kuruluşu veya kamu hizmetleri yapan veya kamu
ihtiyaçlarını sağlayan bir kuruluş ile iş yapmak veya eşya vermek üzere
yaptıkları sözleşmedeki yükümlülükleri kısmen veya tamamen yerine getirmeyen
kimseye üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası
verilir.
(2) Yükümlülüklerin kısmen veya tamamen yerine
getirilmemesi taksirden ileri gelmişse, cezanın dörtte üçüne kadarı
indirilebilir.
(3) Yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine
getirilmemesine asıl yükümlüler ile aralarında sözleşme bulunan aracılar veya
bunların temsilcileri neden olmuşsa, bunlar hakkında da aynı cezalar
uygulanır.
(4) Savaş zamanında yükümlülüklerin yerine
getirilmesinde hile yapan yukarıdaki fıkralarda yazılı kişilere on yıldan
onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Savaşta yalan haber yayma
MADDE 323. -
(1) Savaş sırasında kamunun endişe ve heyecan duymasına neden olacak veya
halkın maneviyatını sarsacak veya düşman karşısında ülkenin direncini
azaltacak şekilde asılsız veya abartılmış veya özel maksada dayalı havadis
veya haber yayan veya nakleden veya temel millî yararlara zarar verebilecek
herhangi bir faaliyette bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Eğer fiil;
a) Propagandayla,
b) Askerlere yönelik olarak,
c) Bir yabancı ile anlaşma neticesi,
İşlenmişse, verilecek ceza on yıldan yirmi yıla
kadar hapistir.
(3) Fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse
müebbet hapis cezası verilir.
(4) Savaş zamanında düşman karşısında milletin
direncini tehlikeyle karşı karşıya bırakacak şekilde yabancı paraların
değerini düşürmeye veya itibarı amme kağıtlarının değeri üzerinde etki
yapmaya yönelik hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis
ve üçbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada yazılı fiil, bir yabancı ile
anlaşma sonucu işlenmişse ceza yarısı; düşmanla anlaşma sonucu işlenmiş ise
bir katı oranında artırılır.
Seferberlikle ilgili görevin ihmali
MADDE 324. -
(1) Sulh zamanında seferberlikle ilgili görevlerini ihmal eden veya
geciktiren kamu görevlisine altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü
MADDE 325. -
(1) Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devletten akademik derece veya
şeref, unvan, nişan ve diğer fahrî rütbe veya bunlara ait maaş veya başka
yararlar kabul eden vatandaşa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler
MADDE 326. -
(1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge
veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar
üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları
yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan
oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında
işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri
temin etme
MADDE 327. -
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından,
niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
Siyasal veya askerî casusluk
MADDE 328. -
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından,
niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî
casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Fiil;
a) Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devletin
yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş
hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin
bilgileri açıklama
MADDE 329. -
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği
itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise
birinci fıkrada yazılı olan hâlde, faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada
yazılı hâllerden birinin varlığı hâlinde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis
cezası verilir.
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
MADDE 330. -
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği
itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk
maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası verilir.
Uluslararası casusluk
MADDE 331. -
(1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları
bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, diğer bir
yabancı devlet lehine siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden
vatandaşa veya bunu Türkiye'de temin etmiş bulunan yabancıya bir yıldan dört
yıla kadar hapis cezası verilir.
Askerî yasak bölgelere girme
MADDE 332. -
(1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice
veya hile ile girenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet
hizmetlerinde sadakatsizlik
MADDE 333. -
(1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını
gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınaî yenilikleri
kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan
kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir
devletin yararına işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet
hapis cezası verilir.
(3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir
memlekette Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse, bu
görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar meydana
gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini
haber alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs
derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgileri temin
MADDE 334. -
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden
kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise
faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla
temini
MADDE 335. -
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal
veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye sekiz yıldan oniki yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir
devletin yararına işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise
faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgileri açıklama
MADDE 336. -
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklayan
kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş
ise, birinci fıkrada yazılı olan hâlde faile altı aydan iki yıla, ikinci
fıkrada yazılı hâlde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk
maksadıyla açıklama
MADDE 337. -
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri, siyasal
veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verilir.
Taksir sonucu casusluk fiillerinin
işlenmesi
MADDE 338. -
(1) Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi, ilgili kişilerin dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün olmuş veya kolaylaşmış ise,
taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin
savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üç yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
MADDE 339. -
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli
kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı
ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hususları elde etmeye yarayan ve
elde bulundurulması için kabul edilebilir bir neden gösterilemeyen belgelerle
veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar
Yabancı devlet başkanına karşı suç
MADDE 340. -
(1) Yabancı devletlerden birinin başkanına karşı bir suç işleyen kişiye
verilecek ceza, sekizde biri oranında artırılır. Suçun müebbet hapis cezasını
gerektirmesi hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve kovuşturulması
şikâyete bağlı suçlardan ise, soruşturma ve kovuşturma yabancı devletin
şikâyetine bağlıdır.
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret
MADDE 341. -
(1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik
alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma
yapılması, ilgili devletin şikâyetine bağlıdır.
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç
MADDE 342. -
(1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya geçici olarak görevlendirilmiş
yabancı devlet temsilcileri ile bunların diplomasi memurları veya
uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve
bağışıklık tanınan memurları, kendilerine karşı görevlerinden dolayı işlenen
suçlar bakımından, kamu görevlisi kabul edilerek; suç işleyen kişiler
hakkında, bu Kanunun ilgili hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise, soruşturma ve
kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.
Karşılıklılık koşulu
MADDE 343. -
(1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması, karşılıklılık koşuluna
bağlıdır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 344. -
(1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü
maddesi yayımı tarihinde,
b)
“Çevrenin kasten
kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin
taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı
tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c)
Diğer hükümleri 1 Nisan 2005
tarihinde,
Yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 345. -
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.